
Elektrikli Araçlar ve Şebekeler | Şebekelerde Aşırı Yüklenmeyi Önleyebilir miyiz?
İklim krizi, enerji fiyatları ve sürdürülebilirlik konusundaki endişeler ciddi bir sera gazı salınımına yol açan ulaşım endüstrisini kökten değiştirmeye zorlarken, elektrikli araç satışları da her geçen gün artıyor. Türkiye’de elektrikli otomobil satışları, bu yılın ilk yarısında 2021’in aynı dönemine göre yüzde 154 artarak 2 bin 263’e yükselirken, bu trendin daha da artacağı (araç bulunulabilirliği sorunu aşılırsa) aşikâr. Ancak bunun yanında elektrikli araçların sayısının artışı bir soruyu da beraberinde getiriyor. Elektrikli araçların şarj edilmesi elektrik şebekesini aşırı yükleyecek mi? Bu sorunun cevabı- diğer birçok mobilite zorluğunda olduğu gibi- planlamaya ve teknolojiye bağlı. Gelin birlikte öncelikle sorunu tanımlayalım.
İlginizi Çekebilir: Kentsel Mobilite
Elektrikli araçların mobilitenin geleceği olduğuna dair çok az şüphe var. Bu yılın sonuna kadar, tüm dünyada yollarda 27 milyondan fazla elektrikli araç, ayrıca yaklaşık iki milyon elektrikli otobüs ve ticari araç var olacak. Ülkemizde de benzer şekilde bu konuda yatırımlar hızla devam ederken, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın, Türkiye’de elektrikli araçların şarj altyapısını oluşturmak amacıyla devreye aldığı “Elektrikli Araçlar İçin Hızlı Şarj İstasyonları Destek Programı” ile 1 milyar liralık yatırımın 2023 yılının ortasına kadar tamamlanması planlanıyor. Peki yenilenebilir enerjiye geçiş nedeniyle hali hazırda baskı altında olan elektrik şebekeleri elektrikli araçlardan kaynaklanan talebi karşılayabilir mi?
Elektrik motoru ile çalışan bu araçlar fosil yakıtlara dayanan mevcut içten yanmalı motorlara göre daha çevre dostu olmayı vaat ediyor. Bu, bugün tüm emisyonların yaklaşık dörtte birini oluşturan ulaşımdan kaynaklanan daha az kirletici emisyon anlamına geliyor. Büyük değişiklikler bir günde, hatta bir yılda olmaz. İçten yanmalı motorlu araçlardan daha yeşil alternatiflere geçiş zaman alıyor ve bu da elektrik şebekesine çok sayıda hızlı şarj cihazıyla başa çıkmak gibi değişikliklere uyum sağlaması için zaman tanıyor.
Buna ek olarak, enerji verimliliği diğer alanlarda gelişmeye devam ediyor; örneğin inşaat ve konut sektörlerinde elektrik tüketiminin önümüzdeki yıllarda azalması bekleniyor. Enerji kuruluşları ayrıca elektrik talebine yanıt için sürekli olarak yeni çözümler geliştiriyor.
İlginizi Çekebilir: Orta Gerilim Hücre
Elektrikli Araçlar Neden Şebekede Aşırı Yüke Neden Olmayacak?
Her şeyden önce, milyonlarca elektrikli arabanın aynı anda fişe takılması gerekmiyor. İkincisi, elektrikli araçların elektrik tüketiminin yoğun olduğu saatlerde şarj edilmesi gerekmez. En verimli yol, tüketim normalde düşükken ve üretim yüksekken şarj etmektir. Elektrik dağıtım şirketleri elektrikli araçlar için enerji fiyatlarını bu doğrultuda optimize edebilirler.
İlginizi Çekebilir: Harmonik Filtre
Akıllı Şarj İstasyonları Kilit Önemde
Akıllı şarj ile şarj olaylarının zamanlaması kontrol edilebilir. Akıllı şarj, yerel elektriğin talebine göre şarj olaylarını otomatik olarak optimize etmek için çözümler sunar.
Ayrıca akıllı şarj ile yerel şebekenin anlık olarak gerginleşmesi durumunda gerektiğinde şarj gücü otomatik olarak azaltılabilir. Aynı binaya, mahalleye veya şebeke alanına birden fazla araba bağlandığında, şarj cihazları, şarj gücünün toplu miktarı şebeke tolerans sınırlarını aşmayacak şekilde kümelenebilir.
Bunun yanında elektrikli araçlar, şarj istasyonlarında şarj edilebilen ve kullanım sırasında onlara güç sağlamak için kullanılan bataryalara sahiptir. Ancak araştırmalar, sürücülerin araçlarını günün %95’inde park ettiğini göstermiştir. Esasen elektrikli araçlar, piller gerektiğinde şarj edilip deşarj edilebildiğinden enerji depolama cihazları olarak çok etkilidir. İlginçtir ki, piller, tek yönlü akıllı şarj ile bile, sadece şarj edildiğinde ve kullanıldığı zaman daha verimli bir şekilde çift yönlü şarj için kullanılır hale gelir. İşte bu noktada elektrikli araçlar akıllı şarj ve V2G (Araçtan Şebekeye) teknolojileri devreye giriyor. V2G’nin iyi çalışması için EV’ler ve şebekeler arasında iletişimi sağlayacak akıllı teknolojiler kullanılabilir. Böylece, akıllıca kontrol edilen EV’ler, şarj cihazına bağlıyken en yüksek yük sırasında şebekeye enerji satabilir. Aynı şekilde akıllı şarj ile şarjın yoğun olmayan saatlerde yapılmasının önü açılır.
Özetle elektrikli araçlara geçişin kademeli olması, akıllı şarj istasyonları, elektrik dağıtım şirketlerinin iyi planlanmış bir alt yapıya sahip olması ile elektrikli şarj istasyonlarının yaratacağı aşırı yüklenme sorunuyla kolayca baş edilebilir.