Endüstri 4.0 Enerji Sektörünü Nasıl Etkileyecek?
Dördüncü sanayi devrimi ile birlikte, teknoloji makineleşme, seri üretim ve otomasyonun ötesine geçmiştir. Bulut bilişim, Nesnelerin İnterneti (IoT) ve siber-fiziksel sistemler yeni kavramlar olarak ortaya çıkmıştır. Enerji sektöründe ise Endüstri 4.0 olarak adlandırılan dijital devrim, akıllı şebekeler oluşturmak, yenilenebilir enerjiyi ve dağıtılmış üretimi yönetmek için yenilikçi teknolojiler içeriyor. Şu an itibariyle, maliyetlerin azalması ve teknolojilerin katlanarak artmasıyla dijitalleşme, daha akıllı enerji çözümleri sunuyor.
Enerji Sektöründe Nesnelerin İnterneti
IoT sektörünün tüm dünyada bu yıl 22 milyar doların üzerinde bir değer yaratması öngörülüyor. Bu değer artışındaki ana etkenlerden biri enerji sektörü operasyonlarının dijital dönüşümü. Nesnelerin İnterneti çözümleri, enerji işletmeleri tarafından ortaya konan operasyonel verimlilik gereksinimlerini karşılıyor. İşlem yapılabilir veriler, karar almayı geliştirmeye, güvenlik açıklarını ve risk faktörlerini azaltmaya yardımcı olurken, tedarik zincirleri de daha dijital bir hale geliyor.
Son 5 yılda üretim endüstrisinde yeni IoT eğilimleri ortaya çıktı. Dronlar ve IoT sensörleri tesisleri ve hatları denetlemek için kullanılmaya başlandı. Akıllı şebeke sayaçları aracılığı ile, petrol, gaz, su ve elektrik talebine ilişkin en güncel veriler üreticiler tarafından toplanıyor ve daha verimli bir üretim nasıl yapılır sorusunun cevabı aranıyor. Bu da enerji endüstrisi için daha verimli bir üretimin kapısını açıyor.
Öte yandan IoT teknolojilerini kullanarak akıllı şehirler, enerji tüketimini düşürürken yaşam kalitesini artırmayı hedefliyor. Kentlerdeki işletmeler, politika yapıcılar ve girişimciler, kentsel alanların enerji devriminde rol oynaması için IoT teknolojisinden nasıl faydalanabileceği üzerine çalışmalar yapıyor.
Öyle ki 2022 yılına kadar Avrupa ülkelerinin, ihtiyaç duydukları enerjiyi elektrik sağlayıcılardan satın aldıkları birim fiyatla aynı seviyeye getirebileceği düşünülüyor. Bu durum enerji sektöründe devrim yaratılabilir. Üstelik müşteriler enerji kullanımı üzerinde daha fazla kontrol sahibi olabilir ve geleneksel şebeke alt yapısı ile entegre olabilirler.
Bir diğer önemli trendse, büyük şirketlerin enerji sektörüne yöneliyor olması. Walmart, Google, Amazon ve Apple gibi devler kendi enerjilerini üretiyorlar. 2016 yılında Google, bir yıl içinde tüm veri merkezi ve ofis elektrik tüketimini yenilenebilir enerjiyle dengeleme hedefi oluşturdu. 2050 yılına kadar, Avrupa’da üretilen güneş enerjisi nedeniyle 67 milyar dolarlık kamu geliri risk altında. Üst düzey şirketler, maliyet tasarrufu sağlamak, yeşil enerji ve iklim değişikliği ile ilgili girişimleri desteklemek için bu alana yönelirken, enerjinin kim tarafından ne kadar üretileceği dijitalleşmenin etkilediği önemli bir soru olacak.
Blockchain Teknolojileri
Blockchain teknolojileri, özellikle akıllı sözleşmeler, uçtan uca enerji dağıtımı gibi sorunları daha basit ve daha anlaşılabilir hale getirme konusunda iddialı. Bu teknoloji ile birlikte, emisyonların muhasebeleştirilmesini ve enerji kaynaklarının sözleşmelere bağlı kaynaklardan gerçekten gelip gelmediğini kontrol etme açısından önemli bir avantaja sahip olacağız. Blockchain ile birlikte, gerçekleştirilen işlemler otomatik olarak onaylanabilir ve blok zincirine kaydedilebilir, bu da gecikmeleri ve çözüm maliyetlerini önemli ölçüde azaltır. Gelişmekte olan piyasalar finansman elde etmek, işlemleri etkinleştirmek ve şeffaflığı teşvik etmek için blockchain kullanabilir.
Blockchain teknolojileri hala olgunlaşıyor ve şu anda büyük pazarları destekleyecek kadar sağlam değil. Ancak üretime hazır çerçeveler ortaya çıkmaya devam ediyor. Blockchain’in ana ilkesi, enerji ve kamu hizmetleri dahil olmak üzere birçok endüstride güvenlik ve denetlenebilirlik gibi faydalar sağlamak olacaktır.