Orta Gerilim Şalt Tesisi
Genel olarak 1000 V-52000 V arasındaki gerilim orta gerilim olarak adlandırılmaktadır. Ancak, en son standartlara (VDE) göre 1000 V üzerindeki her şey yüksek gerilim olarak değerlendirilmektedir. Elektrik mühendisliği kapsamında “yüksek gerilim”, “orta gerilim” (3 kV ile 30 kV), “yüksek gerilim” (60 kV ile 110 kV) ve “ekstra yüksek gerilim” (220 kV ile 1150 kV) aralıklarına ayrılmaktadır. Artan elektrik gerilimi ile enerji kaybı azaldığı için yüksek ve ekstra yüksek gerilim temelde uzun mesafelerde enerji iletiminde kullanılmaktadır.
Orta gerilim şebekeleri ilçelerin, illerin ya da çeşitli bölgelerin bölgesel enerji arzından sorumludur. Küçük ve orta ölçekli şirketler, hastaneler, yüzme havuzları ya da havaalanları genellikle kendi orta gerilim bağlantılarından beslenmektedir. Rüzgar türbinlerinde ya da küçük hidroelektrik santrallerinde üretilen elektrik orta gerilim düzeyinde elektrik şebekesini beslemektedir.
Yüksek gerilimden orta gerilime ve orta gerilimden düşük gerilime dönüşüm trafo merkezlerinde sağlanmaktadır.
İlginizi Çekebilir: Gaz İzoleli Hücre Teknolojisinde Yeni Devrim!
Güç trafolarına ek olarak trafo merkezleri her zaman bir açık hava şalt tesisi olarak ya da gaz yalıtımlı bir şalt tesisi olarak kapsüllenmiş biçimde inşa edilmiş şalt tesisinden ve ölçüm ve kontrol teknolojisi için diğer ekipmanlardan oluşmaktadır. Şalt tesisi için kullanılan yalıtkan gaz birçok durumda kükürt ve florin kimyasallarının bir birleşimidir. Bu gaz SF6 (kükürt heksaflorür) olarak adlandırılmaktadır ve çevre için CO2’den yaklaşık 23000 kat daha zararlıdır. Bu nedenle mümkün olduğunda SF6 kullanımından kaçınılması gerekmektedir. Bu bağlamda atılacak en önemli adım yüksek gerilimden orta gerilime dönüşümde alternatiflerin kullanılmasıdır; ancak, orta gerilim şalt tesisi de kullanılan SF6’nın azaltılmasına yardımcı olabilmekte ve böylelikle zararlı emisyonları da önleyebilmektedir.
Yalıtım malzemesi olarak SF6 hücre yerine tamamen hava yalıtımlı ya da alternatif gazlı hücre kullanılabilmektedir. Hava yalıtımlı şalt tesisinin dezavantajı daha büyük bir “kaplama alanı” olmasıdır, yani gaz yalıtımlı şalt tesisinden önemli ölçüde daha büyüktür.
İlginizi Çekebilir: Aktif ve nuventura, Yenilikçi SF6 Gaz İçermeyen Hücre Üretmek ve Geliştirmek İçin Teknolojik İşbirliği Anlaşması Yaptıklarını Duyurdu
Kimi piyasa rakipleri yalnızca yüzeysel olarak iyi bir çözüm olan SF6 yerine “NOVEC” gazını kullanmaktadır. NOVEC organik bileşenlerden asit yağmurunun başlıca nedeni olan perfloroasetik asit oluşturmaktadır [Protonique Limited 2000]. Basit bir biçimde bu, NOVEC’in ozon tabakası için iyi olmasına rağmen oldukça toksik olduğunu ifade etmektedir.
Yalıtım malzemesi olarak kuru hava kullanımı çok daha mantıklı bir çözümdür. Söz konusu “Kuru Hava” %80 nitrojen ve %20 oksijen içermektedir ve bu nedenle neredeyse solunan havaya karşılık gelmektedir. Siemens ya da AKTIF Elektroteknik gibi şirketler söz konusu “Kuru Havayı” yeni şalt tesislerini yalıtmak için kullanmaktadır. AKTIF, dünyadaki ilk 36kV mertebesindeki kuru hava izoleli SF6 gazsız GIS hücrenin imalatını AGIS serisi ile gerçekleştirmiştir.
Amacın SF6 kullanımını mümkün olduğunca hızlı bir biçimde en aza indirgemek olması gerekmektedir. Ancak, bu yalnızca bir yalıtkan gaz olarak kullanıldığında değil, aynı zamanda bir söndürme maddesi olarak kullanıldığında da anlamlıdır. Yine belirtmek gerekir ki çok daha az zararlı maddeler de bulunmaktadır.
Andreas Moeschl
Director Sales and Marketing
AKTIF GmbH