Orta gerilim sistemleri  çoğu tesisin kesintisiz ve sürdürülebilir enerji alt yapısının temelini oluşturur. Bu nedenle OG sistemlerin maksimum kullanım ömrü ve minimum sahip olma maliyeti açısından olabildiğince sürdürülebilir ekipmanlara ihtiyacı vardır. Çoğu şalt tesisi zamanla çevresel koşulların etkisi ile zarar görebilir. Bu yazımızda çevresel koşulların orta gerilim sistemlerini nasıl etkileyebileceğine bakıyoruz.

Aşırı Sıcaklık

Şalt donanımı standartları, maksimum çalışma sıcaklığını 24 saat boyunca ortalama 35 ° C olarak tanımlarken, herhangi bir şalt sisteminin kullanım ömrü boyunca ortalama bir ortam sıcaklığı aralığında çalışması beklenir. Bu tanımlanmış sıcaklıkların aşılması güvenilirlik ve yaşlanma üzerinde bir etkiye sahip olabilir. Bazı kurulum alanları ise buna eğilimlidir.  Özellikle bir binanın içine şalt sistemi kurulduğunda oluşabilecek koşullar veya kapalı bir alan içerisinde yağlı bir trafonun ortam sıcaklığını arttırıcı etkide bulunacağı unutulmamalıdır. Bu nedenle öncelikle bir orta gerilim sisteminin daha sürdürülebilir olması için sıcaklık koşulları henüz daha tasarım aşamasındayken 2 kere düşünülmelidir.

Yüksek Nem

IEC 62271-1 standardına göre, iç mekân şalt sistemi için normal nem ve buhar basıncı seviyeleri sırasıyla %95 ve 2,2 kPa’dır. Ancak yüksek nem, tropikal iklimlerde ılıman veya kurak iklimlere göre daha fazla sorun yaratır. Bu bölgelerde, buhar basıncı bir ayda 3 kPa’yı kolayca aşabilirken, nem tipik olarak %80’i geçmez. Nem ve sıcaklıktaki değişiklikler yoğuşmaya neden olabilir. İç mekandaki aşırı yoğuşma, uygun havalandırma, ısıtma veya nem alma ile giderilmelidir. Aksi halde ekipmanlar kolayca arızalanabilir. Özellikle yurt dışı projelerde OG sistemin kurulacağı alan hakkında detaylı iklim bilgisi alınmalıdır.

Havadaki Kirleticiler

Hızlandırılmış ekipman bozulmasındaki iki ana faktör, havadaki kirleticilerle birleştirilmiş yoğunlaşmadır. Bu kirleticiler arasında toz, duman, aşındırıcı veya yanıcı gazlar veya tuz olabilir. IEC 60815-1 standardı, yalıtım malzemeleri üzerindeki olası etkileri belirlemek için bir sahadaki kirlilik birikintilerini ölçmek için rehberlik sağlarken, ISO 9225 standardı çevresel ve atmosferik parametreler için ölçüm gereksinimlerini tanımlar. OG sistemin kurulduğu alan bu noktada büyük önem taşır. Kıyısal bölgelere kurulan tesisler (tuz nedeniyle) veya bir maden sahasına kurulan tesis havadaki kirleticilerden yoğun bir şekilde etkilenir.

Aslında tasarımcılar, havalandırma sistemlerinin ısıyı ve nemi azaltmaya yardımcı olmasına rağmen, aynı zamanda şalt sisteminin kurulu olduğu bir binanın içine tuz ve kirletici maddeler getirmek için de hareket edebileceklerinin farkında olmalıdır. Bu risk, ekipmanın düzenli temizliğinin yanı sıra bölmeler ve filtreler kullanan ve ısıyı boşaltmak için gereken minimum akışı sağlayan havalandırma sistemleri tasarlayarak azaltılabilir.